.................................
.................................
...***......******....******.....
...***.....********...********...
...***.....***...**...***..***...
...***......****......***..***...
...***........****....******.....
...***.....**...***...***..***...
...******..********...***..***...
...******...******....***..***...
.................................

G I R I S

LSR birincisi su isimleri simgeler: La Mettrie, Julien O. de (1709-1751) Stirner, Max (1806-1856) Reich, Wilhelm (1897-1957) Bu üç filozof felsefe ve düsünce tarihçileri tarafindan oldum olasi itibar görmemislerdir. Ve isimleri sadece kenarda kösede geçmistir. La Mettrie yontulmamis mekanik bir materyalist olarak kabul edilir, Stirner coskun bir genç Hegelci ya da bireyselci anarsist olarak, Reich ise seks düskünü Freudcü-Marksist ya da ezoterik doga inceleyicisi ("Orgon") olarak. Tüm bunlara karsin bu ve sadece bu düsünürlerin (eserleri ve etkileri) projemizin merkezinde yer almalarinin nedeni burada simdilik açiklanamaz. LSR-Projesi gereken degeri görmeyen bu düsünürlerin sadece rehabilitasyonunu degil, dahasini da amaçlamaktadir. Dolayisiyla LSR-Projesi daha çok ikinci derecede felsefi ya da düsünce tarihi projesi olarak algilanabilir. Projemiz, aydinlanmaci, elestirel, progresif, rasyonal, bilimsel vg. felsefelerin incelenmesi sonucu, teslimiyete, ya da sözümona postmoderncilige düsmeden ve eski bir düsünceye yönelmeden olusmustur. Bunun sonucu olarak geleneksel felsefe, bilimsel disiplinlere temsilcilik etmedigi sürece, anlamini yitirmistir. LSR-Projesinin elde edecegi sonuç bu nedenle felsefe degil, felsefe ötesi (*) adini tasiyacaktir. Özellikle bu üç yazarin (La Mettrie, Stirner, Reich) burada söz konusu edilmelerinin nedeni, her üç yazara da aydinlanmanin radikal ve ateist çizginin temsilcileri (temsilen: Diderot, Marks, Freud) olaganüstü bir reaksiyon göstermis olmalaridir: "D/M/F" L/S/R'in hertür düsüncesini tartismaktan kaçinmistir. Bu yöntemle, ilgili öteki kisilerin de sessiz destegiyle L/S/R'i kültür tarihinde yeri olmayan kisiler haline getirmeyi basarmislardir. Hatta L/S/R'e karsi "büyük uzlasim", tanritanimaz aydinlanmacilarin teist ve teolojik rakipleriyle paylastiklari ortak bir temel üzerinde yükselmektedir: Sözkonusu olan her bir kisinin insanlasmasinin kültüre kazandirilmayla, bunun da kültürel çevrenin normlarinin , degerlerinin vs. büyük ölcüde bu kisinin bilincinde olmadan, usdisi bir biçimde içsellestirmeyle cereyan ettigi yönündeki "antropolojik" kanaattir. Buna göre insan, bu tip içsellestirilmis bir "üst-ben" boyundurugunda olan varliktir. Buna karsilik L/S/R ve yalnizca L/S/R bariz bir biçimde kutsala karsi islenen günahlarin babasi olarak nitelenebilecek su ortak görüsü paylasmaktadir: Buna göre bu tür kültürel insanlasma aydinlanma çerçevesinde bertaraf edilmelidir ve gerçek anlamda "insanin rüsdünü yitirmis oldugu durumdan çikisi" super-ego esse delendum! sloganini ilke edinmelidir. LSR'in bir diger anlami da sudur: Liquidar Super-Ego Radicalmente (*) Felsefe ötesi deyimi simdiye kadar pek kullanilmayan bir sözcüktür - - hakli olarak, çünkü geleneksel felsefenin bir bölümüne ait olmayan düsünceler simdiye kadar yep yeni bir felsefi güdüden gelistirilememistir. Bu düsünceler geleneksel felsefenin disinda ve yaninda varligini sürdürmektedirler. Öyle görünüyor ki, "Felsefe ötesi" 18., 19. ve 20. yüzyilin zafer kazanan aydinlanmasinin yikilmasindan [!] sonra (ve bu yikilmanin yanlis yorumlamalari sonucu) yani bugün mümkün olmustur. Felsefe ötesi deyiminin kapsamli bir açiklamasini burada beklemek yanlistir. (Ancak sunu da söylemek gerekir ki, LSR-Projesinin felsefe ötesi terimi bilim ötesi gibi yeni ya da ruhbilim ötesi gibi eski terimlerle karistirilmamasi gerekir).